Gümüşlük Müzik Festivali’nde ilk sergi Gallerli sanatçı TEZ’in

Gümüşlük Müzik Festivali’nde ilk sergi Gallerli sanatçı TEZ’in

Bosfor Turizm’in ana sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen Gümüşlük Müzik Festivali kapsamında Ressam Elvan Erdin tarafından projelendirilen “Öteki Dünya”, festivalin bu yılki teması olan “Sınırsız Sahneler”den ilham alarak geliştirilmiş üç bölümlü bir sergileme dizisi olarak sanatseverlerin ilgisine sunuluyor. İlk sergi Gallerli sanatçı TEZ’in eserlerinden oluşuyor.

Festival kapsamında Bodrum Kadıkalesi mevkiindeki Armonia Bodrum Evleri Şapeli’nde gerçekleşecek üç bölümlü serginin proje yaratıcısı, kendisi de bir ressam olan Elvan Erdin. Proje kapsamındaki sergilerin ilki, Galler kökenli sanatçı TEZ’in ‘Paralel Evren’ başlıklı heykel çalışmalarından oluşuyor. Sergisi, 12 Ağustos Salı akşamı, saat 19.30’da kokteylle açılacak olup Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri 17.00 – 21.00 arası; diğer günler randevu ile gezilebilecek. TEZ’in hurda nesnelerden geri dönüştürdüğü ya da doğal malzemelerle yarattığı eserlerden oluşan sergisi, 13 – 22 Ağustos tarihleri arasında sanatseverlerin ilgisine açık olacak. Bir sonraki sergi, Mehmet Tekin imzasıyla şekillenen eserleri konuk edinecek; ‘Atığın Poetikası’ başlıklı çalışmalar, 24 Ağustos – 3 Eylül tarihleri arasında yine aynı mekanda görülebilecek. Bu iki heykel sergisini ‘Çözünme’ başlıklı bir performans izleyecek. Sanatçı Eşref Yıldırım tarafından sunulacak performans gösterisi ise 5 Eylül günü yine Armonia Bodrum Evleri Şapeli’nde meraklılarını bekliyor olacak.
Bir direniş biçimi olarak sanat üretmek

İki heykel sergisi ve ardından gelecek bir performanstan oluşan seri, tümüyle atık malzemelerden ve doğal bileşenlerden üretilmiş eserlerle şekilleniyor. Sergiler, tarihi boyunca ruh-madde, dünya-ahiret, beden-çözünüm arası geçişlerin irdelendiği bir ibadet mekanında yer alacak. Gözeneklerine nice hakikat anlatısının sindiği muhtemel—bu küçük şapelde eserler, çağımızın materyal buhranına karşı duran şiirsel bir kurtuluş arayışı sergiliyor.

Bu seride yer alan sanatçıların üretimlerine yaklaşımları, 1960’ların sonlarında İtalya’da ortaya çıkan
Arte Povera akımıyla da örtüşüyor. Arte Povera sanatçıları, endüstriyel ve doğal ‘’yoksul’’ malzemelerle sanat üreterek, sanatın piyasa mekanizmalarından bağımsız, hayatın içinden gelen bir direniş biçimi olabileceğini savunurlar. Bu sergilerdeki işler de ‘’değersiz’’ olanı dönüştürerek, hem şiirsel hem de politik bir dil kurgulamakta.

TEZ’in ‘Paralel Evren’i
İlk sergi, kısa süre önce bu dünyadan ayrılan bir sanatçının eserlerini bir araya getiriyor. O’nun dünyası, çöp olarak görülen, değersizleştirilmiş nesnelerin içindeki seslerin duyulabildiği—onları pırıltıdan ve gösterişten uzak, alçakgönüllü bir evrenin yapı taşlarına dönüştürebilen bir dünyaydı. Sanatçı her bir atık nesneye yeni bir hayat, bir ‘öteki yaşam’ sunmayı adeta kendine misyon edinmişti.

Pazara göre şekillenmeyi reddeden bu eserler, ticarileşmiş sanat anlayışına ve günümüz tüketim kültürüne karşı duruşlarıyla da eleştirel bir bakış sergiliyorlar. ‘Paralel Evren’ hem sanatçının kendi varlığının ötesine geçişine bir saygı duruşu, hem de yarattığı dünyaların hala bizimle birlikte nefes almakta olduğuna dair bir hatırlayış. Galler kökenli bir İngiliz vatandaşı olan Tez, 1954 yılında Lefkoşa, Kıbrıs’ta doğdu. Croydon College, Faculty of Art & Design’da heykel eğitimi aldı ve 1985 yılında Güzel Sanatlar Diploması ile mezun oldu. Aynı yıl, Hercules Fisherman tarafından kurulan ve radikal, kapsayıcı bir galeri yaklaşımını benimseyen bir sanatçı inisiyatifi olan Our Wonderful Culture’ın ilk sergisi Art in Ruins’e (The Crypt, St. George’s Church, Londra) dahil edildi. Hurda malzemelerden ironik ve özgün heykeller 1986 ve 2000 yılları arasında, punk öncüleri Andrew Czezowski ve Susan Carrington tarafından Brixton, Güney Londra’da kurulan elektronik müzik, alternatif kültür ve LGBTQ+ topluluğu için önemli bir merkez olan The Fridge’de sahne tasarımcısı olarak çalıştı. 2013 yılında Türkiye’ye taşınarak önce İstanbul’da daha sonra da Bodrum’da bir atölye kurdu. Köpekleri eşliğinde, çevresinden topladığı atık ve hurda malzemeleri ironik ve özgün heykellere dönüştüren gezgin bir sanatçı olan çevresel bir flâneur haline geldi.

Croydon College’daki mezuniyet sergisinin kataloğunda üretim anlayışını şu sözlerle ifade etmişti:
“Hurda malzemeleri bir şeylere dönüştürmeyi seviyorum çünkü bu, modern nesnelerin (ve insanların) ‘kullan-at’ zihniyetiyle değersiz ve önemsiz görüldüğü fikrini tersine çeviren bir duruş, oysa aslında çoğu zaman kendilerine özgü bir kimlikleri ve güzellikleri var.” Sanatçı, 31 Aralık 2024’teki ölümüne kadar çalışmalarına ve yaşamına bu yaklaşımı özenle sürdürdü.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.