PROF.DR.HIZIR ULVİ’DEN PARKİNSON HASTALIĞI HAKKINDA

Parkinson Hastalığı: Sessizce İlerleyen Bir Nörolojik Tablo!
Günlük yaşamda basit el titremeleri ya da yavaş hareketler çoğu zaman önemsenmez. Ancak bu belirtiler, özellikle ilerleyici bir nörolojik hastalık olan Parkinson için ilk işaretler olabilir. Erken tanı ve doğru tedavi yöntemleri, hastalığın seyrini büyük ölçüde değiştirebilir.
Parkinson Hastalığı Nedir?
Parkinson, beynin hareket kontrolünden sorumlu bölgesinde dopamin üreten hücrelerin kaybıyla ortaya çıkan kronik ve ilerleyici bir sinir sistemi hastalığıdır. Genellikle orta yaş ve ileri yaşta görülür, ancak her bireyde farklı şekilde seyredebilir. Parkinson’un Belirtileri
En sık görülen belirtiler şunlardır:
· İstirahat halinde titreme (özellikle ellerde)
· Hareketlerde yavaşlama (bradikinezi)
· Kaslarda katılık ve sertlik
· Denge bozukluğu ve düşme eğilimi
· El yazısında küçülme, yüz mimiklerinde azalması
Hastalık ilerledikçe konuşma bozuklukları, uyku problemleri ve depresyon gibi motor dışı
belirtiler de tabloya eşlik edebilir.
Risk Faktörleri
Parkinson’un kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı faktörler riski artırabilir:
· İleri yaş
· Genetik yatkınlık
· Çevresel faktörler (pestisit, ağır metaller vb.)
· Erkek cinsiyet
Tanı ve Tedavi Süreci
Parkinson tanısı, ayrıntılı nörolojik muayene ve hasta öyküsü ile konulur. Görüntüleme yöntemleri tanıyı destekleyebilir ancak kesin tanı çoğunlukla klinik bulgulara dayanır. Tedavi süreci kişiye özeldir ve şu basamaklardan oluşur:
· İlaç tedavisi: Dopamin eksikliğini gidermeye yönelik ilaçlar en sık kullanılan yöntemdir.
· Cerrahi yöntemler: İleri evrelerde, derin beyin stimülasyonu (DBS) gibi yöntemler
uygulanabilir.
· Fiziksel ve sosyal rehabilitasyon: Düzenli egzersiz, beslenme düzeni ve psikososyal
destek, hastalığın etkilerini hafifletir.
Sonuç
Parkinson, sessiz başlayıp zamanla yaşam kalitesini derinden etkileyen bir hastalıktır. Ancak
doğru teşhis, düzenli takip ve kişiye özel tedavi ile hastalığın etkileri büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Bu nedenle küçük belirtilerin bile göz ardı edilmemesi gerekir.
Prof. Dr. Hızır ULVİ