CEZA HUKUKUNDA CEZAYI AZALTAN VEYA KALDIRAN HALLERDEN OLAN YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ DÜZENLEMESİNİN CEZAYA ETKİSİ
Ceza hukukunda suçluya mahkeme tarafından verilen cezanın azalması ve ortadan kalkması halleri mevcuttur. Buna göre hakkında hüküm verilmiş olan sanığın cezasında kanundaki bazı hallerin varlığı halinde indirime gidilebilir ya da cezası ortadan kalkabilir. Bu haller Türk Ceza Kanunu’nda belirtilmiştir. Cezayı azaltan veya kaldıran haller şunlardır: Kanunun hükmü ve amirin emri (TCK 24), meşru müdafaa ve zorunluluk hali (TCK 25 vd.), cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit (TCK 28), haksız tahrik (TCK 29), hata (TCK 30) yaş küçüklüğü (TCK 31) akıl hastalığı (TCK 32), sağır ve dilsizlik (TCK 33), geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu etkisinde olma (TCK 34). Biz de yazımızda bu hallerden biri olan ve TCK’nin 31.maddesinde belirtilen yaş küçüklüğünün cezaya etkisini inceleyeceğiz.
Türk Ceza Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmayan herkes çocuktur. Dolayısıyla yaş küçüklüğü baz alınarak ceza belirlenirken failin 18 yaşından küçük olması, faile verilecek cezanın indirilmesi ya da kaldırılmasında çok kritik bir durumdur. Türk Ceza Kanunu, yaş küçüklüğü hususunda 3 farklı kriter (0-12 yaş, 12-15 yaş, 15-18 yaş) belirlemiştir. Bu haller aşağıda açıklanmıştır:
1- Suça Sürüklenen Çocuk Henüz 12 Yaşını Doldurmamışsa:
TCK’nin 31.maddesinin ilk fıkrasına göre henüz 12 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuğun ceza ehliyeti yoktur. 12 yaşını henüz doldurmadan suç işlemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında ceza kovuşturması yapılamaz. Ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Bu tedbirlerin ne olduğu ve nasıl uygulanacağı Çocuk Koruma Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu tedbirler kısaca şunlardır: ‘’danışmanlık tedbiri, eğitim tedbiri, bakım tedbiri, sağlık tedbiri, barınma tedbiri’’.
2- Suça Sürüklenen Çocuk 12 Yaşını Doldurmuş, 15 Yaşını Doldurmamışsa:
TCK’nin 31.maddesinin ikinci fıkrasına göre 12 ila 15 yaş arasındaki suça sürüklenen çocuklar için özel bir düzenleme vardır. Suça sürüklenen 12 ila 15 yaş arasındaki çocuk, eğer henüz işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayacak kadar büyümemişse ya da davranışlarının yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemişse suça sürüklenen çocuğa işlediği suçtan dolayı ceza verilemez. Tıpkı 31.maddenin ilk fıkrasındaki gibi bu çocuklar hakkında güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Ancak suça sürüklenen çocuğun, işlediği fiilin sonuçlarını algılayacak kapasiteye gelmiş ve davranışlarını yönlendirme yeteneği yaşına göre gelişmiş ise suça sürüklenen çocuğa işlediği suçtan dolayı ceza verilir. Bu cezalar şu şekilde verilmektedir:
– Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçların işlenmesi halinde suça sürüklenen çocuğa 12 ila 15 yıl arası hapis cezası verilir (örneğin; TCK’nin 102.maddesinde düzenlenen Cinsel Saldırı suçu sonucu eğer mağdur bitkisel hayata girer ya da ölürse faile ağırlaştırılmış müebbet cezası verilir. Ancak suçu işleyen kişi 12-15 yaş aralığında, olayın durumunun hukuki sonuçlarını anlayacak ve davranışlarını yönlendirme kapasitesine sahip birisiyse suça sürüklenen çocuğa 12 ila 15 yıl arası hapis cezası verilir).
– Müebbet hapis cezası gerektiren suçların işlenmesi halinde 12-15 yaş arası suça sürüklenen çocuğa 9 ila 11 yıl arası hapis cezası verilir. (örneğin; arkadaşını öldüren faile, yetişkin olması halinde TCK 82’deki nitelikli haller yoksa TCK 81’e göre müebbet hapis cezası verilir. Ancak öldüren kişi 12-15 yaş aralığında, olayın durumunun hukuki sonuçlarını anlayacak ve davranışlarını yönlendirme kapasitesine sahip birisiyse suça sürüklenen çocuğa 9 ila 11 yıl arası hapis cezası verilir)
– Diğer hallerde, ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet cezası gerektirmeyen suçlar diğer haller kapsamındadır. Ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis cezası gerektirmeyen suçlarda suça sürüklenen çocuğun cezasının yarısı indirilir ve suça sürüklenen çocuğa verilecek ceza hiçbir türlü 7 yıldan fazla olamaz. (örneğin; TCK 106 da düzenlenen Tehdit suçunu işleyen suça sürüklenen çocuk, iki yıl hapis cezası almışsa cezasının yarısı indirilir ve bir yıl hapis ile cezalandırılır. Bir başka örnek vermek gerekirse, TCK’nin 188.maddesinde düzenlenen Uyuşturucu Madde İmali suçunu işleyen suça sürüklenen çocuk 20 yıl hapis cezası aldıysa en fazla 7 yıl hapisle cezalandırılacaktır. Çünkü TCK’nin 31.maddesinin 2.fıkrasına göre 12-15 yaş aralığında olan suça sürüklenen çocuklara 7 yıldan fazla ceza verilemez)
3- Suça Sürüklenen Çocuk 15 Yaşını Doldurmuş, 18 Yaşını Doldurmamışsa
– Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçların işlenmesi halinde 15-18 yaş arasındaki suça sürüklenen çocuğa 18 ila 24 yıl arası hapis cezası verilir (örneğin; TCK’nin 102.maddesinde düzenlenen Cinsel Saldırı suçu sonucu eğer mağdur bitkisel hayata girer ya da ölürse faile ağırlaştırılmış müebbet cezası verilir. Ancak suçu işleyen kişi 15-18 yaş arasındaysa suça sürüklenen çocuğa 18 ila 24 yıl arası hapis cezası verilir).
– Müebbet hapis cezası gerektiren suçların işlenmesi halinde 15-18 yaş arası suça sürüklenen çocuğa 12 ila 15 yıl arası hapis cezası verilir. (örneğin; arkadaşını öldüren faile yetişkin olması halinde TCK 82’deki haller yoksa TCK 81’e göre müebbet hapis cezası verilir. Ancak öldüren kişi 15-18 yaş aralığındaysa suça sürüklenen çocuğa 12 ila 15 yıl arası hapis cezası verilir)
– Diğer hallerde, yani ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis cezası gerektirmeyen suçlarda 15-18 yaş arasındaki suça sürüklenen çocuğun cezasının üçte biri indirilir ve suça sürüklenen çocuğa verilecek ceza hiçbir türlü on iki yıldan fazla olamaz. (örneğin; TCK 106 da düzenlenen Tehdit suçunu işleyen 15-18 yaş arasındaki suça sürüklenen çocuk, iki yıl hapis cezası almışsa cezasının üçte biri indirilir. Bir başka örnek vermek gerekirse, TCK’nin 188.maddesinde düzenlenen Uyuşturucu Madde İmali suçunu işleyen suça sürüklenen çocuk 20 yıl hapis cezası aldıysa en fazla 12 yıl hapisle cezalandırılacaktır. Çünkü TCK’nin 31.maddesinin 3.fıkrasına göre 15-18 yaş aralığında olan suça sürüklenen çocuklara 12 yıldan fazla ceza verilemez)
Devletin gerek uluslararası metinler gereği çocukları koruma yükümlülüğü, gerek çocukların biyolojik dezavantajı gerek ise toplumumuzun çocuğa olan korumacı tavrı yasa koyucuyu da korumacı bir ceza sistemine yöneltmiştir. Gerek fail çocukların gerek ise mağdur çocukların olayın etkisinden psikolojik olarak en az etki ile çıkması, yeniden topluma kazandırılabilmeleri adına onarıcı adalet sisteminin varlığı en önemli husustur.
Av.Begüm GÜREL