Zamanı Geldi: İncirin Tatlı Sırrı”
Ağustos güneşi kendini gösterdiğinde, doğa bize bazı ipuçları verir: domates en kırmızı halini alır, karpuz soğuk suyu arar, incir ise tam da şimdi dalından kopmaya hazırdır. Taze incirin mevsimi geldi çattı. Öyle bir meyveden bahsediyoruz ki, hem efsanelere konu olmuş hem de mutfağımızın en özel köşelerinde kendine yer bulmuş.
Efsanelerden Sofralara Uzanan Bir Yolculuk
İncirin geçmişi o kadar derinlere dayanır ki, kimi kaynaklar onun cennetten geldiğine inanır. Antik Yunan’da bilgeliğin sembolü sayılmış, Anadolu topraklarında ise binlerce yıldır yetiştirilmiş. Hatta kimi tarihçiler, insanlık tarihinin ilk tarım ürünlerinden birinin incir olduğunu söylüyor.
Osmanlı mutfağında hem tatlılarda hem şerbetlerde bolca kullanılan bu meyve, günümüzde de hâlâ sofralarımızda hak ettiği yeri koruyor. Belki de bu kadar kadim olmasının sırrı, hem sade hem de çok yönlü olmasında gizlidir.
İncirin Sağlığa Katkısı: Bir Lokmada Şifa
İncirin sadece lezzeti değil, sağlığa katkıları da oldukça etkileyici. Lif bakımından zengin oluşu sindirim sistemine destek olurken, içerdiği kalsiyum kemik sağlığını destekliyor. Antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kurusu ise doğal enerji kaynağı; yoğun günlerde sağlıklı bir atıştırmalık alternatifi.
Taze incir ise içerdiği doğal şekerle tatlı ihtiyacını bastıran, ama bunu sağlıklı şekilde yapan nadir meyvelerden biri. Kan şekeri dengesine yardımcı olduğu da biliniyor. Kısacası, hem lezzetli hem de bedene dost bir mucize.
Tatlıda, Salatada, Reçelde: Çok Yönlü Bir Yıldız
İncir, sadece tek başına yenilen bir meyve değil; aynı zamanda yaratıcı tariflerin de vazgeçilmezi. Taze haliyle beyaz peynirle buluştuğunda zarif bir başlangıç tabağı olur, kurusu ile sütlü tatlılar şenlenir, reçeli kahvaltı sofralarının yıldızı olur.
Salatalarda cevizle birlikte kullanıldığında eşsiz bir kontrast yaratır; et yemeklerinin yanında garnitür olarak da denenebilir.
Ama benim favorim her zaman taze incirdir. Dalından yeni kopmuş, güneşi görmüş, içi bal gibi akan o meyve… Başlı başına bir şiirdir.
Tarif Zamanı: Fırınlanmış İncirli Bademli Tart
Malzemeler:
Hamur için:
• 1,5 su bardağı un
• 100 gr soğuk tereyağı (küçük küpler halinde)
• 1 yemek kaşığı pudra şekeri
• 1 yumurta
• 1-2 yemek kaşığı soğuk su
İç harcı:
• 8–10 adet taze incir
• 100 gr badem unu
• 2 yemek kaşığı bal
• 1 çay kaşığı tarçın
• 1 yumurta
• 2 yemek kaşığı tereyağı (eritilmiş)
Üzeri için:
• Bal
• File badem
Yapılışı:
1. Tart hamuru için un, pudra şekeri ve tereyağını yoğurun. Kum kıvamına gelince yumurtayı ekleyin. Gerekirse birkaç kaşık suyla toparlayın. Hamuru streç filme sarıp 30 dakika buzdolabında dinlendirin.
2. Dinlenen hamuru merdane ile açıp tart kalıbına yerleştirin. Çatalla birkaç yerinden delin ve 180°C’de 10 dakika ön pişirme yapın.
3. İç harcı için badem unu, bal, yumurta, eritilmiş tereyağı ve tarçını karıştırın. Karışımı pişmiş hamurun üzerine yayın.
4. Üzerine dilimlenmiş taze incirleri yerleştirin. File badem serpin.
5. 180°C’de 25–30 dakika, üzeri hafifçe kızarana kadar pişirin.
6. Fırından çıkınca ılık bal gezdirerek servis edin.
Bir fincan kahve ile yanında bu tart, günün her saatine şiir gibi yakışır.
İncirin zamanı kısa ama etkisi büyük. Bu mevsimi kaçırmadan taze inciri bolca tüketin, belki de mutfakta yeni bir tarifle kendi incir efsanenizi yazın. Çünkü bazı meyveler sadece damakta değil, hafızada da iz bırakır.
Helin Nazlı ÇOBAN